
Teorik olarak, vakumlu toplayıcılar düz olanlardan daha mükemmeldir, ancak pratikte sorunlara neden olabilirler. Güneş panellerinin nasıl seçileceğini öneriyoruz.

Daha pahalı olan vakumlu kolektörlerin kullanımından elde edilen kazanç, öncelikle düşük bir sıcaklıkta çalıştıklarında, ancak buzlanmaya maruz kalmama koşullarında hissedilir. Daha sonra vakum, verimlerinin daha yüksek olduğu için ısı kaybını azaltır. Ne yazık ki, kışın koleksiyoncular genellikle karla kaplanır veya üzerlerinde don görülür. Uygulamada, şartlarımızda, farklar çok büyük değildir, çünkü zaten sonbahar ve ilkbaharda, ancak özellikle kışın, kollektörlere ulaşan güneş radyasyonu o kadar küçüktür ki, ısı kaybını en aza indirgemek bile çok fazla değişmez.
Düz bir kollektörde, az miktarda radyasyon donun eridiği için camın altındaki hava sıcaklığında bir artışa neden olur. Vakum, diğer taraftan, cam boruların yüzeyini soğuk yapar, bu nedenle don onlarda daha uzun süre kalır ve tesisata verilen ısı miktarını azaltır.
Yaz aylarında, sıcak su uzun süre kullanılmadığında (örneğin tatillerde), güneş tesisatını dolduran sıvının sıcaklığı aşırı derecede artabilir ve sisteme zarar verebilir. Düz kollektörler gece boyunca aşırı ısıyı yuvalarından çıkarabilir. Tek yapmanız gereken, kolektörlerden sıvı akışını zorlayan pompayı çalıştırmaktır (bunun için sistem kontrol cihazındaki tatil fonksiyonu kullanılır). Buna karşılık, ısı kaybını azaltmak için oluşturulan vakum ayrıca fazlalığını serbest bırakmayı zorlaştırır. Böyle bir durumda, oldukça zahmetli olan vakum toplayıcıları kapatmak gerekir. Örneğin, tesisattaki sıcaklık güvenli bir değerin üzerine çıktığında ısınacak olan kullanılmamış bir odada (garaj veya bodrum) bir radyatör ile aşırı ısı alan bir kurulum yapmak da mümkündür. Bu, sistemi daha da karmaşıklaştırır ve fiyatını arttırır.